Bütüncül Yaklaşım ile Yenilenin

 Kısıtlanmış veya kilitlenmiş eklemlerin, serbestleştirilmesi ve eklem hareket açıklığının düzeltilmesini, ayrıca kas, bağlar, fasya, eklem kemik ilişkisi ile birlikte tedavi edilmesini, relaxasyonu arttırarak, tonusu azaltmayı hedefler. Biyomekanik prensiplere dayalı özel manüplatif teknikler veya mobilizasyonlar kullanılır. Bu yaklaşımı ile manuel terapiye paralellik arz eder. Osteopatinin kendine has, özel, planlı ve hesaplı teknikleri vardır. 

 İç organlar ve onlarla ilişkili bağlar (ligamanlar), damarlar, sinirler ve lenfatik sistem üzerinden yapılan tedavidir. Her organın kendine ait bir ritmi (hareketi) vardır. Bu hareketin direkt yada otonom sinir sistemi, diyafram üzerinden düzenlenmesi sağlanır. Dolaşım sistemi (arter, ven ve lenf sistemi) periton, fasya, bağlar, vejatatif sistem değerlendirilerek teşhis ve tedavi yapılır. Bu organların paryetal ile ilişkisi de ayrıca değerlendirilir. 

Baş ve dura ilişkisinden dolayı, bütün omurga ile ilgil tedavi prensiplerini kapsar. Osteopatinin bence en önemli ve hassas kısmı da burasıdır. Kalp ve nabız ritmi gibi, beyninde, baş sıvısının hareketinden kaynaklı, bir ritmi (PRM) vardır, yakaklaşık dakikada (8-11 vurumdur). Bu ritmin düzenlenmesi, kafa ve yüz kemiklerin mobilizasyonu, beyni ve omuriliği saran zar duramaterin, relaxasyonunu (gevşemesi ve mobilizasyonunu) kapsayan tedavidir. Burada bütün marifet, osteopatın ellerinin hassasiyeti ve deneyimi ile ilişkilidir. Bu sebeple osteopatlar anatomik ve fizyolojik yapıların gerginliğini, hareketini, ritmini hissedebilme, doğru yorumlama ve tedavi edebilme yetisine sahiptirler.